Yandex

Disleksi Nedir?

disleksi

OKUMA BOZUKLUĞU (DİSLEKSİ)

En sık rastlanan öğrenme bozukluklarından biri olan okuma bozuklu­ğu (disleksi); çocuğun yaşına, eğitimine ve zekasına göre okuma başarısı­nın beklenenin altında olması şeklinde tanımlanır (DSM IV). Bu bozuk­luk, okumanın gerekli olduğu akademik başarı veya günlük etkinliklerde anlamlı sorunlar ortaya çıkarır. Duyusal bir bozukluk varsa bile okuma zorluğu genellikle buna eşlik edenden çok daha fazladır.

Okuma bozukluğu oldukça sıktır; okul çağı çocuklarının % 4’ünde gö­rülür. Erkek çocuklarda görülme oranı kız çocuklarına göre 3 kat daha fazladır. Disleksi çocuğun kelimeleri tanıma yeteneğinde bir bozukluk, yavaş ve yanlış okuma ve iyi anlayamama ile karakterizedir. Ayrıca, dik­kat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar yüksek oranda okuma bozukluğu riskindedirler.

ÖZELLİKLER:

  • Yazılı kelimeleri öğrenme ve hatırlamada zorluk.
  • b ve d, p ve q harflerini, 6 ve 9 gibi sayıları ters algılama; kelimeler­deki harfleri ya da sayıları karışık algılama, ne’yi en ; 12’yi 21 olarak algılamak gibi.
  • Okurken kelime atlamak.
  • Hecelerin seslerini karıştırmak ya da sessiz harflerin yerini değiştir­mek, sıklıkla yazım hatası yapmak.
  • Yazı yazmada zorluk.
  • Gecikmiş ya da yetersiz konuşma.
  • Konuşurken anlama en uygun kelimeyi seçmede zorluk.
  • Yön (yukarı, aşağı gibi) ve zaman (önce, sonra, dün, yarın gibi) kav­ramları konusunda sorunlar.
  • Elleri kullanmada hantallık ve beceriksizlik; okunamayan el yazısı.
  • Disleksinin yaş ilerledikçe geçtiği düşüncesi de artık kabul görmüyor. Bozukluk yetişkinlikte de sürüyor. Disleksililerin çoğu yetişkinlikle­rine kadar okumayı öğrenmiş oluyorlar, ancak yavaş okuyor.
  • Disleksiyle ilgili yanlış kanıların en önemlilerinden biri de bu bozuk­luğun zekâ düzeyi yüksek olanlarda görülemeyeceğine ilişkin olanı. Oysa, disleksililer zekâ düzeyleri düşük olmadığı gibi özel yetenekli de olabiliyorlar. Buna en önemli kanıt, disleksili olduğu bilinen bilim adamları ve sanatçılar: Albert Einstein, “William Butler Yeats, George Patton, Harry Belafonte, Leonardo da Vinci, Auguste Rodin ve Cher gibi.

NEDENLER:

  • Okuma bozukluğu için tek bir neden bilinmemektedir. Okuma bozuk­luğu olasılıkla çok etmenli nedenlere bağlıdır.
  • Birçok araştırıcı okuma bozukluğunu anlaşılması zor görsel veya işit­sel eksikliklere bağlar. Okuma için iyi olgunlaşmış ve yeteri kadar bilgileri bütünleştirebilen ve böylece çeşitli işlem sistemlerini başa­rabilen bir beyine ihtiyaç vardır.
  • Okuma ayrıca, yapılan işlerde enerjinin yatırılmasına izin vermeye ve okumanın yaşamsal öneminin kavrandığı bir sosyokültürel değer sis­temine bağlıdır.
  • Doğum öncesi (yetersiz beslenme, annenin geçirdiği enfeksiyonlar, ilaç kullanma…), doğum sırasında (uzun ve zor doğum, plasenta ve göbek kordonu anomalileri…), doğum sonrası (doğumdan sonra nefes alana kadar geçen sürenin uzunluğu, erken yaşta ateşli hastalık, başa hızlı darbe…) ve kalıtsal (ailelerde öğrenme bozukluğu olan başka ki­şilerin de olması) etmenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir.

ÖNERİLER:

  • Okuma bozukluğu için tedavi seçimindeki ilk şey çocuğun özel ek­sikliklerini ve zayıflıklarını doğru olarak değerlendirmektir.
  • İkincisi uygun eğitim yaklaşımıdır. Bu sorunla olumlu bir şekilde başa çıkma stratejileri arasında çocuğun küçük ve yapılanmış okuma gruplarına girmesidir. Böylece çocuğun bireysel dikkati sağlanacak ve yardım alması kolaylaşacaktır.
  • Çocuklar mümkün olduğu kadar sosyal işlev düzeylerine yakın bir sı­nıfa yerleştirilmeli ve okumada özel yardım verilmelidir. Birlikte ortaya çıkan duygusal ve davranışsal sorunlar uygun psikoterapötik yardım kullanılmalıdır. Ebeveyn işbirliği de yardımcıdır.
  •  Okuma bozukluğu olan çocuklar için rehabilitasyonun bir parçası ola­rak sosyal yeteneklerin geliştirilmesi de önemlidir.
  • Eğitim bilinenle başlamalı, somuttan soyuta doğru ve amaca yönelik olmalıdır.
  • Okuyamayanda heves uyandırmak en temel ilke olmalıdır.

Bir uzmanın dediği gibi “Okumasını bilenler, okuyamayanların derdi­ni anlayamazlar

!!  Çocuğun bu sorununda erken tanı ve erken çözüm yaratmak tüm yaşamını kazanmaktır.

!! Bütün bunlara karşın sorun sürüyorsa mutlak bir uzmana başvurmalı­dır.

Bu içeriği paylaşın...
Share on Facebook
Facebook
Tweet about this on Twitter
Twitter
Pin on Pinterest
Pinterest
Share on LinkedIn
Linkedin
Open chat
1
Yardımcı olmamı ister misiniz?
Scan the code
Merhaba,